SİLEMEYECEKSİNİZ VE UNUTTURAMAYACAKSINIZ

SİLEMEYECEKSİNİZ
       Günün anlam ve önemini anlatmaya başlamadan önce ülkemizin komşu coğrafyalarında bulunan bizim kültürel mirasımız olan, bize yadigar olan emanetlere neler oluyor? Bu emanetlerden bahsetmek isterim ki içimizi kanatan cinstendir. Bugün Srebrenitsa katliamının yapıldığı 20. yüzyılın Balkan savaşı ya da Balkanizm sorunu ya da insanlık suçu denilmesi gereken bir günün seneyi devriyesidir. Devleti Ali Osman Balkanları yurt edindi. Sayısız eserler yaptı. Peki günümüze hangileri geldi. Gelinmesine müsaade edildi.
      1 asırdır sinsi bir şekilde bize tarihimize ait olan eserler, değerler Balkanlarda, Ortadoğu’da ortadan kaldırılıyor. Resmen bu coğrafyada hafızamıza operasyon yapılıyor. Sanki bu topraklarda biz hiç bulunmamışız gibi bu topraklara hiç gelmemiş gibi bir his bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Bir misalle ve konumuzla alakalı olarak şöyle bir izah edilebilir. Tarihler 9 kasım 1993’ü gösteriyordu. Hırvat askerleri Mostar köprüsünün karşısına kurdukları bataryalarla fırlattıkları top mermileriyle 1557 yılında Osmanlının o muhteşem Mimar Sinan’ın eseri Mostar köprüsünü yeklasan ettiler. 2004 yılında tekrar inşa ve ihya ettik. Aslında Selanik, Üsküp, Kavalı Türk- İslam şehirleriydi. Sofya’da öyleydi. 400 üzerinde eser vardı. Şuanda çoğunu yok ettiler. Birkaç tane sembolik eser bıraktılar.


     Bu oyun 20 yıl önce oynandı.  Şimdide Ortadoğu’da devam eden Suriye katliamında o güzel Haleb, Musul, Rakka şehirleri yok edildi. Haleb şehrinin o güzel eseri şehrin Ulucamisi Büyük Selçuklunun zengi minaresini hunharca katlettiler. Halebimizde Hüsrev paşa külliyesinin temellerine dinamit koydular. Bugün o minarelerin, devasa kubbesini, ana haremini yerle bir ettiler. İşte bize ait ne kadar eser varsa yok etmeye çalışıyorlar. Ya da eserlerimizi çalıyorlar. Burada bir iki misal verdik. Ama bu misal behemehal çokça söylenebilir. Bizim yapmamız gereken Balkanlar’da, Ortadoğu’da, Kafkaslar’da Afrika’da Orta Asya’da eserlerimize sahip çıkmak. Eserler inşa etmek olacaktır. Kadim değerlerimizi bilmek asırlarca buralarda bulunduğumuzun şuurunda olmaktır. Mirasımızı asla unutmamızdır.
      Girit, Rodos, Kıbrıs asırlarca Müslümandı. Filistin 1400 senedir Müslümandı. İspanya Endülüs medeniyeti 7 asırdır Müslümandı. Haçlı Endülüs’ü 50 senede hristiyanlaştırdı. Kafkaslar Müslümandı. Afrika Müslümandı. Ne oldu bu oyun şimdi Türkiye’ye Anadolu’ya oynanmaya çalışılıyor. İslam’la yoğrulmuş Hanefi Maturudi çizgisiyle itikadıyla asırlarca Ümmeti Muhammed’e hizmet etmiş bu aziz bu necip milletin topraklarında ve komşu coğrafyasında sinsi ve yıkıcı oyunlar oynanmaktadır. Bize düşen sahip çıkmak dertlenmektir.
(ÇÖZÜM BELLİDİR. EVRENSEL DÜNYAYI YAKALADIKTAN SONRA MİLLİ BİR BİLİNÇLE KALKINMA VE BÜYÜMEDİR. EVRENSEL OLMAYAN MİLLİ OLAMAZ.MİLLİ FAYDA SAĞLAYAMAZ.)


UNUTTURAMAYACAKSINIZ
     “Ne yaparsanız yapın ama soykırımı unutmayın; çünkü unutulan soykırım tekrarlanır”. Bu sözlerini aklımıza, dimağlarımıza kazımalıyız. Üzerinden tam 22 yıl geçti. Bosna’nın 10km doğusunda Srebrenitsa kasabasında 11 Temmuz 95’de ratko mladic (hakaret edecek kelime bulamıyorum) komutasındaki sırp birlikleri tarafından kasaba işgal edildi. Üç yıl boyunca Sırplar uluslar arası hiçbir konvansiyona kulak asmayarak insanlık dışı uygulamalarını pervasızca sergilediler. Soykırım ise savaş başladığından beri Sırpların başvurduğu yegane savaş yöntemiydi. Daha savaşın ilk aşamalarında nisan 1992’de Srebrenica’nın hemen dışında bulunan Bratunac köyünde yaklaşık 350 Bosnalı Müslüman Sırp paramiliterleri ve özel polis güçleri tarafından ölümcül işkenceye tabi tutulmuş ve katledilmişti. Bu olaydan sonra Srebrenitsa’ya Birleşmiş milletlerin korumasındasınız denildi. Öyle denilmeliydi. Çünkü Bosna birleşmiş milletlerin ön bahçesiydi. Bosna katliamı olarak da anılan katliamda, 8 binden fazla Müslüman Bosnalı kadın, çocuk, yaşlı, genç, erkek demeden Sırplar tarafından hunharca öldürülmüştü. Vefat edenlere ait günümüzde hala yeni mezarlar çıkan Srebrenitsa'da acı hala devam ediyor. Birleşmiş Milletler'in Srebrenitsa'yı güvenli bölge ilan etmesi ne de kentte bulunan 600 Hollanda Barış Gücü askeri katliama mani olabilmiş ya da mani oldurulmamıştır. Srebrenitsa olayı, II. Dünya Savaşından sonra Avrupa'da yapılan en büyük insan katliamı ve etnik soykırım olarak Dünya tarihine kazınmıştır. Hollandalı askerler Bosna'daki BM Barış Gücü Komutanı Fransız generalden aldıkları emirle bir gece yarısı kenti boşaltmış ve bulundukları kampı içindeki 25.000 mülteci ile birlikte Sırplara teslim etmişlerdir. Hollandalı komutan tarafından Sırplara satılan (bu olay video kasetle kanıtlanmıştır) kent bir hafta süren katliamla Sırplara yenik düşmüştür. Videoyu aşağıda paylaşılmıştır.
        Srebrenitsa kentinde kurulan BM kampında tercümanlık yapan Hasan Nuhanoviç anılarında şunları paylaşmıştır; "Hollandalı askerlerin bulunduğu kampa gelerek, kampa sığınan insanların teslim edilmesini isteyen Sırp komutan, aksi takdirde kampın bombalanacağını açıklamıştır." Hollanda askerlerinin kendi canlarını kurtarmak için insanları tek sıra halinde teslim ettiğini aktaran Hasan Nuhanoviç kamp etrafında boğazlanan insanların çığlıklarını ve yalvarmalarını unutamadığını söylemiştir. Ne acıdır ki kampa sığınan ve Sırp askerlerine teslim edilen insanların arasında Nuhanoviç'in 18 yaşındaki erkek kardeşi Muhammed, annesi ve babası da vardır. Yaşadığı o günleri gözyaşları içinde anlatan Hasan Nuhanoviç katliamcılardan birçoğunu teşhis etmesine rağmen cezalandırılmadıklarını, hatta annesinin katili olan kişinin devlet dairesinde memur olarak görev yapmaya devam ettiğini belirtmiştir. Halen Saraybosna'da yaşamaya devam eden Hasan Nuhanoviç, yaşadığı bu üzücü ve kan donduran anıları 2007 yılında yazdığı " Birleşmiş Milletler Bayrağı Altında-Srebrenitsa Katliamı" adlı kitabında paylaşmıştır.

Bosna Savaşı’nın bilançosu
       Bosna’da üç buçuk yıl devam eden savaşta 312.000 kişi hayatını kaybetti, 2 milyon kişi evini terk etmek zorunda kaldı. 27.734 kişi resmî kayıtlara kayıp olarak geçti. Toplu Mezarları Araştırma Enstitüsü’nün 18 yıldır sürdürdüğü çalışmalarda 20.000 kayıbın cesedine ulaşıldı, bunlardan yaklaşık 18.000’inin kimliği belirlendi. Toplu mezarlarda bulunan cesetlerin çoğu parçalandığı ve yakıldığı için kimlik tespit çalışmaları zorlukla sürdürülüyor. Bosna-Hersek Kayıpları Arama Enstitüsü verilerine göre, 1995 yılından bu yana ülke genelinde 500’den fazla toplu, 5.000’in üzerinde müstakil mezar bulundu. Kimlikleri tespit edilen kurbanlar, her yıl 11 Temmuz günü düzenlenen törenle toprağa Srebrenitsa’da toprağa veriliyor.

·        Bu videoyu izleyin biz neden Srebrenitsa’yı unutmamalıyız. MEHMETÇİK GELİYOR  https://www.youtube.com/watch?v=Cxw-rdYZfeY
·        Makedonya'daki Reklam Panolarında '15 Temmuz' Afişleri Asıldı. https://www.facebook.com/YeniBalkanGazetesi/?fref=ts


KAYNAKLAR

·        Yazılı bir belge bulunmaz çünkü yazılı belge bulunsa isbat edilir.

Hiç yorum yok

Şahin Korkmaz. Blogger tarafından desteklenmektedir.