TÜRK İSLAM ESERLERİ MÜZESİ


TÜRK İSLAM ESERLERİ MÜZESİ ZİYARETİ HALİMİZ

        İstanbul Sultanahmet Tramvay durağında inip hemen solunuza baktığınızda Ayasofya Caminin o muazzam silueti sizi karşılayacaktır. İstanbul’un sur içi merkezi konumunda olan Sultanahmet meydanı tarihten günümüze birçok tarihsel, siyasal ve ekonomik olayların yaşandığı ve bir çok devletin merkezi konumuna sahip olmuş kadim bir bölgedir. Sultan Ahmet Han’ın yaptırdığı harikulade eseri Sultanahmet camine giderken 6 minarenin yüksekliği dikkatinizi çekecektir. Solunuzda Alman çeşmesini(II. Wilhelm hatıra çeşmesi) görür biraz daha ilerlediğinizde ise Prag Roma’dan kalan dikili taşları görürsünüz. Dikili taşlara varmadan sağınızda Tapu Kadastro müdürlüğünü, biraz daha ilerlerisin de ise İbrahim Paşa Sarayı’nın sadeliği sizi karşılayacaktır.
         İbrahim Paşa Sarayı, Kanuni Sultan Süleyman Han'ın damadı ve ikinci veziri olan Pargalı Damat İbrahim Paşa'dan ismini almıştır. İbrahim Paşa Sarayı günümüzde Türk İslam eserleri müzesi olarak hizmet vermektedir. Müzeye giriş öğrenciye ücretsizdir. Her müzemizin öğrencilere ücretsiz olmasını yetkililere beyan ve talepte bulunduk.
        Müzenin girişinde günümüz süs eşyalarının dan oluşan geniş bir koleksiyon sergisi bulunuyordu. Bu sergide yüzük, kolye, eşarp ve takılardan oluşmaktaydı.
        Müzenin asıl girişi 2.katta sizi karşılayan antik çağlardan kalan aslanla başlamaktadır. Müzenin kurulmasında katkıları olan Osman Hamdi Bey’in başkanlığındaki heyetin resmini ve müzenin kurulma tarihçesini gördük. Merdivenlerden yukarı yani avlunu bir üst katı olan 3.kata çıktık. Burada Erken İslam odasını ve içeride Kuran-ı kerim nüshalarını ve değerli yazma eserlerini gördük. Kuranı kerimin ilk kendine münhasır halini(orijinal) ve yazı şekillerini inceledik. Rakka şehrinin kurulma ve Türk şehri Samarra’nın kurulması hikayelerini ve tarihsel oluşumlarını Ezanı Muhammediyyeyi dinleyerek inceledik. Hemen yan odada tam karşı form duvarında bizi Cizre Ulucami kapısı ve çalınan kapı tokmağının hikayesi karşıladı. Gerçekten zamanında kaçırılan, çalınan, satılan ve eskitilen değerli tarihi eserlerini duyunca, haber alınca bu kadim ve ulu geçmişe sahip biri olarak üzülüyoruz. Almanya Kopenhang müzesi idare heyetini elsefle kınıyorum. Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçuklu’nun bizlere bıraktığı ahşap ve topraktan yapılan eserleri inledik. Mezar ahitlerini, tahta kabartmaları ve günlük hayatta kullanılan kap kacakları inceledik. Devamında ise tarihsel sırayla Memlük, Timurlu, Kaçar- Safevi ve Abbasi devletlerinden kalan bir çok eseri gördük, inceledik ve gerekli notlarımızı aldık. Kandilleri, minare alemlerini ve camilerimize asılan değerli tablolarımızı gördük.
       Uzunca ve odalarla devam eden koridorun sonunda kutsal emanetler bölümüne geçtik. İçeri girdiğinizde duvarlarda Hilyeyi Şerifelerin asıl Arabi lafızlarını, Latince yazılışlarını ve anlamını içerin tabloları gördük. Kutsal emanetler odasının tam ortasında Peygamberi İzan Efendimizin Sakalı şerifleri, kıyafetlerini, su içtiği kabı ve birçok şerifi emanetini gördük. Kademi şerifinin (ayak izleri) gerçek halini inceledik. Kutsal emanetler odasının çıkışında Kabe-i Muazzaman’ın örtüsü ve sol tarafında ise kıblenümayı inceledik. Odada arka fonda bir ezgiyle gelen Salavatı şerife nidaları da ortamını manevi ve uhrevi kısmını oluşturuyordu.
        Kutsal emanetler bölümünden sonra halı ve kilim bölümüne geçtik. 13.yüzyıl Selçuklu ve 16. yüzyıl Osmanlı halı, kilim eserlerini inceledik. Burası sanki ayrı bir halı müzesi gibi değerli ve fazlaca eserlerden oluşmaktaydı.
       Müzenin belli bölümlerinde Anadolu’da uzun bir geçmişe dayanan tablo sanat eserlerini, madeni sanat eserlerini ve ahşap eserlerini gördük. Müzede, Osmanlı sosyal yaşamını konu alan Hamam, Kahve, Ev süslemelerini ve İstanbul kadın giyimine ait geniş bir koleksiyonel saha çalışmalarını gördük. Uzun koridordan geçerken sarayın tam karşısında bulunan Sultanahmet cami şerifin o muazzam resminin ön cephe formunu dakikalarca inceledik. Merdivenlerden  avlu bölümüne inerken artık eserlerin bittiğini ve müzemizden ayrılacağımızın şaşkınlığını yaşıyorduk.
        Türk ve İslam eserleri müzesi yetkililerine fikirlerimizi ve isteklerimizi sunarak kapının girişindeki şanlı bayrağımıza selam vererek mekandan müsaademizi istedik.

1 yorum:

Şahin Korkmaz. Blogger tarafından desteklenmektedir.